islâmiyet bir takım mezheblere ayrılmıştır. Mezheb, lügat mânasına, gidilen, yürünen yol, meslek, din ve itikat yolu, doktirin demektir.Mezheb, din âlimlerinin içtihatlarından doğan bir itikat yoludur. Müs¬lümanlar ulûhiyeti anlayabilmek için iki yol bulmuştur. Biri (istidlal) diğeri de (Nefis mücahedesi) yoludur, istidlal yoluna müracaat edenler de iki kısımdır. Birinci kolu şeriata inananlar, diğeri de şeriattan ayrılarak akıl yoluna sapanlardr. Bunların birincisine (Mütekellimifi), ikincisine de (Meşaiyyun) denilmiştir. Nefis mücahedesini kabul edenler de iki yola sülük etmişlerdir. Bunların birincisine (Sofiyyan), diğerine de ((Işrakiyyun) adı verilmiştir. Mütekellimine (Ehli sünnet ve cemaat) denilmiştir. Ehli sünnetin goıüşünü gösteren üç mezheb doğmuştur, onlar da:
l — Selerıyye; 2 — Matüridiyye; 3 — Aşâriyye'dir. Ehli sünnet amelde (imamı Âzam Ebu Henife) ye, itikatta ise (imamı Ebu Mansur Matüridi) ye bağlıdırlar. Kelâm bakımından da Aşâriyye vardır. Sünni¬ler Icmaı ümmete dayanan islâmî akidelere maliktirler. Bu da umumî olarak şu şekilde hülâsa edilir:
Sünniler Hazreti Muhammet ve ashabın itikatları ile imamı Ebu Mansur Matürdi ve Ebu Hasan Esari'nin içtihatlarını kabul edenlerdir.Bunlar Cenabı Hakkın bir, var ve kudretine inandıkları gibi, Allanınişitir, görür ve konuşur olduğunu da kabul ederler.
Kur'am kerimin Kelamullah olduğunu ve bütün meleklere de ina¬nırlar. Hazreti Muhammed'in, Allahın resulü olduğunu da kabul etmek¬tedirler. Bunlar dört halifenin de hilâfetlerini tasdik ederler. Kâinatta husule gelen bütün olayların Allahtan geldiğine Kader ve Kazaya ina¬nırlar, îrade-i cüziyjeyi ve Irade-i külliyeyi de aynen kabul etmektedirler. Bunlara (ehli sünnet ve cemaat) denilir. Kısaca (Sünni) adı verilmektedir, Ehli sünnetten Selefiy^e'nin kabul ettiği esaslar su şekilde hülâsa edilebilir.
SELEFİYYE
Bu Selefiyye, Sahabe ve Tabiin mezhebinde bulunan f akıhların ve ha-distiler tarikatına sülük edenlerdir. Bunların yolu Kur'andır. Bunlar Kur'-anı Kşrime aynen inanıp, aklî naklî edillelerle iman .akidelerini isbat ederler. Halli müşkil olan bir takım meselelerle uğraşmazlar. Bunlar ta¬rikatı Muhammediye yolunu tamamen tutanlardır. Şeriattan ayrılmazlar. Tevhit ilmini kabul etmişlerdir. Bunlarca bir de tevhidi iradî vardır. Bu da Ameli salihdir. Hazreti Mnhammed'in haber verdiğini bilmek, haber verdiği şeyi hak olduğunu bilmektir. Bu irade de ibadetle olur demekte¬dirler.
Tariki Selefiyye'nin yedi esası vardır. Bunlar da Takdis, Tasdik, itirafı acz, Sükût, imsak, Kef, ehli marifeti teslim etmektir. Dinde ayrılık ve ihtilâf çıkarmamaktır.
MATURUDİYYE
Matüridiyye tarikini tutanlar amelde imamı Âzam Ebu Hanife'yi, itikatta ise (imamı Ebu Mansur Matüridi) ye bağlıdırlar. Bu mezhebi ku¬ran (Ebu Mansur Matüridi) dir. Bir takım içtihatlar ortaya atmıştır, Ma-türidiye, Selefiyyenin fikirlerine yakındır. Bu yolda gidenler arasında bir çok Fakihler bulunmaktadır. Matüridîyenin hepsi (imamı Azam Ebu Ha-nife) yi kabul eden hanefüerdir. Malikiler, Şafiiler, Hanbeliler ise Aşaridir.
Ebu Mansur Matüridi'nin adı (Mehmet bin Mehmet) tir. Türk ili ve Anadoludaki siinni müslümanların imamı Matürididir. Bu sebeple bunlara (Matüridi) denir. Semerkandli bir Türktür. Doğduğu nahi¬yenin adı Matürididir. tuni kelâm ve fıkıhda pek üstattı. Üstün bir bil¬giye sahip olduğundan kendisine (Imamül-Mütekellimin) denilmiştir. 944 tarihinde Semerkandde vefat etmiştir. Matüridi (Ebu Hasan Aşari) ile iman meselesinde kırk kadar noktada ayrılık göstermiştir. Eserleri (Tevhit kitabı) ile (Akaid risalesi) dir. Bu zat Hanefi mezhebinin kelâmcısıdır.
AŞARlYYE
Ehli, sünnetin bir mezhebi de (Ebu Musaül Aşari) e mensup olan (Ebul-Hasan Ali bin Ismailül-Aşari) kurmuştur. Aşari sünni kelâm sistemini meydana getirmiştir. Aşari 873 tarihinde Basra'da dünyaya gelmiştir. 936 yılında da Bağdat'ta vefat etmiştir, hocası (Ebu Ali bin Abdul-Vehhab-el-Cüblani)» dir. Aşari Mutezile mezhebine salikti. Bir müddet sonra mutezileden ayrılarak ehli sünnet yoluna girdi. Bu ayrılığı da rüyasında Hazreti Muhammedi görmesile izah etmektedir. Mezhebi Kur'anı Kerim ve hadislere dayanmaktadır. Yeni fikirlerini Basra cami¬inde açıklamıştır. Bundan sonra mutezile ile şiddetli bir mücadeleye girişti.Fikirlerini ve vaazları ve bilhassa eserlerile belirtti, islâm diyarın¬dan ona binlerce öğrenci geldi, nihayet (ilmi kelâm) da bir üstat oldu. Aynı zamanda Zahidliğe girip, fazlaca ibadetle meşgul oldu. Aşari bü¬tün mezhebleri inceledikten sonra hepsini reddetti. İki yüze yakın eser telif etmiştir. En meşhur eseri (Makalati îslâmiye) dir. Bu eserinde (Şia, Havaric, Cehmiyye, Mücesseme, Mutezile, Mürcee, Bekiriyye, Ne-ceriyye, Zirariyye) mezheblerinden bahsetmektedir. Tarikat ve mezheb-ler bakımından bu eseri pek değerlidir. Batı dillerine tercüme edilen (Risaletül-lmam) ı meşhurdur. Etfğer eserleri ehli sünnete ait olup, islâ-miyetin felsefesi olan kelâma aittir. Kelâm eserinde Cenabı Hak için diyor ki,
«Cenabı Hakkın iradesi birdir. Ezelidir. Gerek kendisini» efal hassasından ve gerek insanların efalinden bütün istenilen şeylere mütealliktir. Lâkin efali ibade taallûku irade edilen şeylerin, insanların müktesebi olması itibarile değil, onların mahlûku olması cihetiledir,»
Bu esastan hareket eden Aşari, Cenabı Hak her şeyi, hayrı ve şerri, fıefi zaran irade etti. Nasıl aradı ve bildi ise insanlar için de bildiğini o suretle Allanın değişmeyen hükmü, kazası ve kaderidir, demektedir.
Yine diyor ki: «iman kalble tasdikten ibarettir. Dille söylemek, erkâ-nile amel etmek imanın ferilerindendir. Şu halde bir kimse kalb ile tas¬dik eder, yani Allahütaalânın birliğini ikrar ve peygamberleri, getirdik¬leri şeylerle kalben tasdik ederek itiraf ederse sahih iman doğar.»
Aşarilik bir mektep haline gelmiştir. Onun bir çok muakibleri gel¬miştir. Aşarilik ne siyasî ve ne de aklidir. Aşarilik islâm düşüncesinin imam felsefesidir. Sünni kelâm sistemini eşarilik kurmuştur.
Sünni uleması arasında bir çok Fukahâ doğmuştur. Bunlar islâmi-yetîn akidelerini, muamelâtını tahlil ve tetkik, tefsir, ve taksim etmiş¬lerdir Hazreti Muhammet öldükten sonra halledilmesi lâzım gelen me¬selelerin hallini Fukahâ ve Müctehitler yapmıştır. Bu müttehitlerden dört büyük mezhep doğmuştur:
1 — Hanefi mezhebi;
2 — Şafiî mezhebi;
3 — Maliki mezhebi;
4 — Hambeli mezhebi.
0 yorum:
Yorum Gönder